7 Ağustos 2017 Pazartesi

Tesbih Malzemesi Kesinlikle Yoktur


Tahtakale Marpuççular Pasajındaki bir esnafın yürekleri parçalayan feryadı. Cümlede yürek parçalayıcı bir durum olmadığının ben de farkındayım ama gizliden gizliye öyle bir şey olduğunu düşünüyorum. Tahminimce gün içinde o kadar çok kişi "Tesbih malzemesi var mı?" sorusuyla daraltmış ki tezgahtarı, çözüm olarak "Tesbih malzemesi kesinlikle yoktur" şeklinde bir levha asmayı düşünmüş. Asmış da.




















İşe yaramış mıdır bilmiyorum, mantıken yaraması lazım. Yazı gayet görünür bir yerde, ifade de çok net. Yine de işe yaramazsa ilerleyen zamanlarda orada üstünde "Tesbih malzemesi soranın ben taa...!" tarzında bir yazı olabilir orada ki görürsem kaçırmam, anında fotoğraflarım.

Fakat bence öyle bir şey yapmaz. Hoş olmaz tabii. Hatta belki aklından bile geçmemiştir de, benimkinden geçti. Pasajdayken öyle düşünerek sırıttığımı hatırlıyorum. Bunlar bir hanımefendiye yakışmayan düşünceler olabilir ama onu beynime anlatın, kendisinin hiç öyle bir derdi yok, yerli yersiz bir sürü şey düşünüyor.

De mi ama, insanın aklından başkalarının bilmesini istemeyeceği neler geçiyor. Bunu ne zaman düşünsem Stephen King'in ismini unuttuğum bir hikayesi aklıma gelir: Genç bir kız doğum gününde kendine çok beğendiği bir yüzüğü alır. Bu yüzük sayesinde başkalarının düşüncelerini okuyabilmeye başlar ve çok çok rahatsız olur. Çünkü annesinin, en yakın arkadaşının, babasının...herkesin aklından onunla ilgili kötü şeyler geçebilmektedir.

Bunlar her zaman çok kötü şeyler değildir ama kırıcıdır, babası mı, annesi mi, hangisiydi unuttum; onun şişman olduğunu ve biraz kilo vermezse kimse tarafından beğenilmeyeceğini düşünmektedir mesela. Kankası ise onun çok beğendiği bir gençle çıkmaktadır, yoksa çıktığı genç miydi?

Buna benzer şeyler sinirini fena halde bozunca kız yüzüğü parmağından çıkarmak ister ama çok uğraştığı halde bunu başaramaz. Sonunda parmağını keser, bu durumdan o kadar ıstırap duymaktadır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder